Stratonikeia

Stratonikeia
Eskihisar/Yatağan/Muğla
37 18' K 28 03' D

Stratonikeia, Muğla İli, Yatağan İlçesi’nin 7 km batısında, Eskihisar Mahallesi sınırları içinde yer almaktadır. Antik kent Yatağan-Milas yeni karayolunun kenarındadır. Stratonikeia, Karia Bölgesi’nde iç bölgelerin batı ve güneye bağlantısının sağlandığı ana yolların kavşağında, verimli Yatağan Ovası’nın batısında, Kadıkule Tepesi’nin kuzey yamacına kurulmuştur. Burada ilk bilimsel kazılar 1977 yılında Prof. Dr. Yusuf Boysal ile başlamış, daha sonra Prof. Dr. M. Çetin Şahin tarafından devam ettirilmiş ve günümüzde Prof. Dr. Bilal Söğüt başkanlığında devam etmektedir.
Stratonikeia kent merkezinde yapılan kazı ve araştırmalarda, Bronz Çağı’ndan itibaren buluntu ele geçmiştir. Yerleşmenin adı sırasıyla; Hititler Dönemi’nde Atriya, Arkaik ve Klasik Dönemde Khrysaoris, Idrias ve Hekatesia, Hellenistik, Roma ve Doğu Roma (Bizans)Dönemi’nde Stratonikeia ve Hadrianoupolis, Beylikler Dönemi sonrasında ise Eskihisar olmuştur. Düzenli bir kent olarak Hippodomik planlanan yerleşim şekli Hellenistik ve Roma İmparatorluk Döneminde de aynı gelenekte devam etmiştir. Roma İmparatorluk Dönemi sonrasında yerleşim küçüldüğünden Doğu Roma Dönemi, Beylikler ve Osmanlı dönemlerinde ise kentin belirli bölümlerinde yerleşim olmuştur. Burası tarih boyunca depremlerden çok etkilenmiş ve her seferinde yeniden ayağa kaldırılmıştır.
Stratonikeia antik kentinin büyüklüğü yaklaşık 3600 m. uzunluğundaki sur duvarlarından kolayca anlaşılabilmektedir. Ancak kent içinde sadece belirli yapılarda kazılar yapılmıştır. Bu nedenle, kent bütünü genel anlamda bilinmekle birlikte, açığa çıkarılan yapı sayısı oldukça sınırlıdır. M.Ö. 281 yılından sonra, kısa bir süre içinde Seleukos kralı I. Antiokhos tarafından, önceden üvey annesi ve sonrasında eşi olan Stratonike adına bu kentin adı değiştirilmiştir. Stratonikeia ve içinde bulunduğu bölge, Hellenistik Dönem boyunca, Seleukos, Ptolemaios, Makedonyalılar, Rodos ve Roma arasında el değiştirmiştir. Roma İmparatorluk Dönemi boyunca hep önemini koruyan kent, devamlı bir gelişim ve imar faaliyeti içinde olmuştur. Erken İmparatorluk Dönemi ve M.S. 2. yy’daki yapılaşmadan en iyi şekilde yararlanmasını bilmiştir. Bizans Dönemi’nde Stratonikeia Piskoposluğu bölgedeki diğer kentler gibi Aphrodisias’a bağlıdır.
Antik kentin korunan kısımlarında, 2 Farklı Sur Duvarı, 1 Gymnasion, 1 Tiyatro, 2 Roma Hamamı, 2 Agora, 2 Roma Çeşmesi, 2 Anıtsal Şehir Kapısı, 1 Meclis Binası (Bouleuterion), 3 Tapınak, 2 Sütunlu Cadde, 3 Nekropol, 4 Kilise, 3 Köy Meydanı Kompleksi, 1 Beylikler Dönemi Hamamı(Selçuk hamamı), Şaban Ağa Camii, 3 Osmanlı Çeşmesi, Ağa Evleri (Abdullah ve Hadi Eskişar Evi-1876, Mehmet Eskişar Evi-1909, Hasan Şar Evi-1940) ve Osmanlı Dönemi’nden taş döşeli yollar bulunmaktadır. Kalıntılardan da anlaşılacağı gibi Stratonikeia Antik Dönem ile Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi yapı ve kent dokusunun birlikte görülebileceği nadir yerlerden birisidir. Farklı dönemlere ait pek çok yapının iç içe olması, kenti gezecekler için bulunmaz bir fırsattır. Antik kentteki tarihi yapıların tamamı, Osmanlı Dönemi taş döşeli yollarda yürüyerek gezilebilmektedir. Stratonikeia’da farklı dönemlere ait tüm yapılar yazıtlarla kesin olarak tarihlenebilmektedir.
Stratonikeia ana ticari yolların kesişme noktasına kurulduğundan, kentin en önemli geliri tarım ve hayvancılığa dayalı ticaretti. Kentteki ticaretin önemi ile ilgili olarak Bouleuterion (Meclis Binası) duvarlarında Roma Dönemi’nde satılan tüm mal ve hizmetlerin adları ve fiyatları bulunmaktadır. Kentte en önemli gelirin, zeytin ve buna bağlı ürünler ile bağcılık ve buna bağlı ürünlerden elde edildiği anlaşılmaktadır. Stratonikeia’da her dönemden, önemli tarihi olaylar ve yapılar ile ilgili yazıtlar vardır. Ancak; Stratonikeia Bouleuterionundaki iki örnek Türkiye’deki nadir eserlerdendir. Bunlardan biri Bouleuterion’un kuzey duvarının iç cephesinde M.S. 1. y.y’ın başlarına tarihlenenGrekçe yazılmış, Menippos tarafından yapılan takvim yazıtıdır. Bu yazıt, takvimi Menippos’un yaptığını, 12 ayın isimleri ve ayın günlerinin sayısı ile Stratonikeia takviminin başlangıç yılını içermektedir. Diğer yazıt ise Bouleuterion’un kuzey duvarının dış cephesindedir. Bu Latince yazıt Roma Dönemi’nde Stratonikeia’da satılan mallar ve hizmetler ile bunların M.S. 301yılındaki fiyatları ile ilgilidir. Bu yazıtlar, kentin bu alanının yerleşimin önemli merkezlerinden birisi olduğunu göstermektedir. Yazıtın bulunduğu Bouleuterion’un doğusunda kentin merkezi Agorası olduğu düşünülen kalıntılar yer almaktadır. Böylelikle burasının, yaklaşık en az 2500 yıldır insanların bir araya geldiği merkezi bir yer olduğu anlaşılmaktadır. Kentin batısında, Antik Yunan ve Roma'da gençlerin düşünsel ve bedensel yönden eğitildikleri, öğrenim gördükleri, spor etkinliklerinde bulundukları gymnasion denilen yapı bulunmaktadır.Kente giriş kapısının önündeki kutsal yolun kenarında oda mezarlar yer almaktadır.Giriş kapısından başlayan kutsal yol nekropolden geçmekte ve Lagina'daki Hekate kutsal alanına ulaşmaktadır.
Kentin Türk Dönemi ile ilgili tarihi henüz kesin olarak aydınlanmış değildir. M.S. 11. yüzyıl sonlarında başlayan Anadolu’nun fethi ile birlikte ilk Türk uç beylerinin güneybatı Anadolu Bölgesi’ne kadar geldikleri bilinmektedir. Kentte M.S. 14-15. yy Beylikler ve sonraki dönemde de yerleşim devam etmiştir. Özellikle Geç Osmanlı Dönemi’nde köyde Ağaların olduğu bilinmektedir. Stratonikeia’nın sahip olduğu şekilde; taş döşeli ve kaldırımlı Osmanlı sokaklarında yürüyerek bir antik kentin gezildiği örnek bir ören yerini bulmak zordur. Çünkü burada Osmanlı Dönemi taş döşeli yollarda yürüyerek Antik ve Osmanlı Dönemi yapıları karşılıklı görülebilmektedir.

(Kaynak : mugla.gov.tr)

TOP